Ustanın şantiyedeki geleceği

Genellikle yönetim kurulu toplantılarımızda maliyet artışlarını, arsa sorunlarını ve finansal dalgalanmaları enine boyuna tartışırız. Bunlar sektörümüzün göz önündeki zorlukları. Ancak tüm bu başlıkların arkasında sessizce büyüyen ve geleceğimizi daha derinden tehdit eden bir tehlike var: şantiyelerimizdeki nitelikli usta erozyonu. Bu, artık görmezden gelemeyeceğimiz bir vasıf krizidir.

Modern inşaat teknolojileri ve hız odaklı proje takvimleri, farkında olmadan bir nesli “zanaatkarlıktan” uzaklaştırdı. Gençlerimiz artık bir demirin nasıl işlendiğini veya bir sıvanın nasıl bir ruhla çekildiğini öğrenmek yerine, bir makineyi nasıl “kullanacaklarını” öğreniyorlar. Bu durum, proje teslim sürelerinde sapmalara, bütçe aşımlarına ve en önemlisi, yapı kalitesinde uzun vadeli risklere zemin hazırlıyor. Kağıt üzerinde her şey doğru olabilir, en kaliteli malzemeyi de kullanabiliriz; ancak o malzemeye hayat verecek tecrübeli elin eksikliği, tüm denklemi bozar.

Bu krizin en tehlikeli sonucu ise “kurumsal hafıza” kaybıdır. Hiçbir kalite kontrol yazılımı, 40 yıllık bir ustanın, betonun renginden veya kalıbın sesinden anladığı tehlike sinyalini veremez. Usta-çırak ilişkisiyle nesilden nesile aktarılan bu paha biçilmez bilgi birikimini kaybediyoruz. Her proje, bir öncekinin hatalarından ders alınmayan, yeniden keşfedilmesi gereken bir sürece dönüşüyor. Bu da israf edilen malzeme, boşa harcanan zaman ve itibar kaybı demektir.

Bu sorunu sadece meslek liselerine veya devlet politikalarına havale ederek çözemeyiz. Sektörün liderleri olarak sorumluluğun bizlerde olduğunu bilmeliyiz. Kendi firmalarımızı birer “okul” olarak görmeli, tecrübeli ustalarımızı “mentor” ve “eğitmen” rollerine yükselterek onlara maddi ve manevi yatırım yapmalıyız. Gençlere bu mesleğin saygınlığını ve geleceğini somut olarak göstermeliyiz. Bunu şirketin gideri olarak görmemek gerekir. Bu, şirketlerimizin ve sektörümüzün geleceğine yapılmış en stratejik yatırımdır.

Çünkü unutmayalım, en sağlam temel insana yapılan yatırımdır. Sadece binalar değil, geleceğin ustalarını da inşa etmek zorundayız. Aksi takdirde, temeli zayıf bir geleceği inşa etme riskiyle karşı karşıya kalırız, bu durum da bizi çıkmaza sürükler.

tr_TR